İsraf haramdır ayet mi hadis mi ?

Deniz

Global Mod
Global Mod
“İsraf Haramdır” Sözü Ayet mi, Hadis mi? – İnanç, Toplum ve Cinsiyet Ekseninde Derin Bir Analiz

Bir akşam yemeğinde masadaki yarısı yenmemiş yemekleri kaldırırken arkadaşımın ağzından şu cümle döküldü: “İsraf haramdır, yazık bu nimetlere.” O anda duraksadım. Bu cümleyi hep duymuştum ama hiç sorgulamamıştım: Gerçekten “israf haramdır” doğrudan bir ayet mi, yoksa hadis mi? Bu ifade dinî bir hüküm mü, yoksa ahlâkî bir uyarı mı?

Bu sorudan yola çıkarak, hem İslâmî kaynaklara dayalı hem de toplumsal cinsiyet bakış açılarını dikkate alan bir tartışma başlatmak istiyorum. Çünkü “israf” yalnızca bireysel bir davranış değil; kültür, ekonomi ve toplumsal rollerle şekillenen derin bir olgudur.

---

1. İsrafın Tanımı: Fazlalığın Günah Olma Noktası

İsraf, Arapça “sarf” kökünden gelir; ölçüyü aşmak, gereğinden fazla harcamak anlamındadır. İslâm’da israfın haram kabul edilmesi, onun bireyin ahlâkî dengesini ve toplumun ekonomik adaletini bozmasından kaynaklanır.

Kur’an’da doğrudan “israf haramdır” ifadesi geçmez. Ancak birçok ayet, israfı açıkça kınar:

- “Yiyin, için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A‘râf, 7/31)

- “Şüphesiz savurganlar şeytanların kardeşleridir.” (İsrâ, 17/27)

Bu ayetlerde “haram” kelimesi geçmese de, Allah’ın “sevmediği” ve “şeytanla özdeşleştirdiği” davranış olarak nitelendirilmesi, İslâm hukukçularınca israfın harama yakın bir yasak olduğu şeklinde yorumlanmıştır (İbn Kesîr Tefsiri, 2002).

Hadislerde ise bu kavram daha doğrudan bir biçimde işlenir:

- “İsraf eden Allah’ın nimetini küçümsemiş olur.” (Beyhakî, Şuabü’l-İman)

- “Yiyiniz, içiniz, giyiniz ve sadaka veriniz; israf ve kibir olmasın.” (Nesâî, Zekât, 81)

Dolayısıyla “israf haramdır” ifadesi lafzen bir ayet değildir; ancak hem ayetlerin anlamı hem hadislerin içeriği, israfın haram hükmüne yaklaşan bir davranış olarak kabul edilmesine yol açmıştır.

---

2. Erkeklerin Bakış Açısı: Rasyonel, Ekonomik ve Veri Odaklı Yaklaşım

Pek çok erkek, özellikle ekonomik bilinçle yetişmiş olanlar, israf konusuna veri temelli bir perspektifle yaklaşır. Onlara göre israf, sadece dini bir problem değil, verimlilik ve kaynak yönetimi sorunudur.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya genelinde yılda 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor. Bu, üretilen tüm gıdanın üçte biri. Türkiye’de ise kişi başı yıllık 93 kilogram gıda çöpe gidiyor (FAO, 2023). Bu rakamlar, erkek katılımcıların sıklıkla “israf ekonomiyi zayıflatır, sürdürülebilirliği yok eder” argümanını destekliyor.

Erkeklerin bu veri merkezli yaklaşımı, İslâm’ın ölçülülük ilkesine de denk düşer: “Allah ölçüyü koydu, ölçüde haddi aşmayın.” (Rahmân, 55/7–9).

Ancak bu yaklaşım bazen duygusal bağlamı göz ardı eder. İsraf sadece ekonomik değil; psikolojik ve toplumsal bir kırılmadır. İşte burada kadınların perspektifi devreye girer.

---

3. Kadınların Bakış Açısı: Duygusal Derinlik ve Toplumsal Etki

Kadınlar genellikle israfı duygusal ve sosyal boyutuyla değerlendirir. Evde, mutfakta, çocuk bakımında ya da tüketim kararlarında aktif olduklarından, israfın etkilerini günlük yaşamın kalbinde hissederler.

Bir anne, “Yemeği çöpe atmak bana sanki nimeti inkâr etmek gibi geliyor” dediğinde, bu sadece dini bir duygu değildir; aynı zamanda emeğin, zamanın ve bakımın değersizleştirilmesine karşı içsel bir direniştir.

Psikolojik araştırmalar, kadınların toplumsal değerleri koruma eğiliminde olduklarını, bu nedenle israf karşısında vicdanî duyarlılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir (Gilligan, In a Different Voice, 1982).

Kadınlar için israf, sadece kaynak kaybı değil; eşitsizliğin sembolüdür. Bir yanda çöpe atılan yiyecekler, diğer yanda açlık çeken çocuklar… Bu çelişki, kadınlarda dini duyarlılıkla birleşip güçlü bir sosyal adalet bilincine dönüşür.

---

4. Toplumsal Roller ve İsrafın Kültürel Boyutu

Toplumda erkekler “kazanan”, kadınlar ise “harcayan” olarak algılandığında, israfın sorumluluğu da cinsiyetli bir biçimde dağıtılır. Reklamlar genellikle kadınları “tüketici”, erkekleri “sağlayıcı” olarak konumlandırır. Oysa israf, sadece mutfakta değil, üretim zincirlerinde, yönetim kararlarında ve sosyal medyada da yaşanır.

Kur’an’da “ölçüde adaletli olun” vurgusu, sadece bireye değil, topluma da yöneliktir. İsraf eden yalnızca ev hanımı değil; gereksiz üretim yapan şirket, modayı kışkırtan sektör veya çevreyi kirleten sanayidir.

Dolayısıyla israfı kadınların duygusallığına ya da erkeklerin cimriliğine indirgemek yerine, sistematik bir davranış biçimi olarak görmek gerekir.

---

5. Ayet mi, Hadis mi? – Dini Kaynağın Sosyal Etkisi

“İsraf haramdır” ifadesinin doğrudan bir ayet olmayışı, bazı insanlarda bu hükmün “esnek” olduğu izlenimini yaratabilir. Oysa Kur’an’daki emirlerin ve hadislerdeki açıklamaların birlikte değerlendirilmesi, bu davranışın sadece bireysel bir tercih değil, ahlâkî bir yükümlülük olduğunu gösterir.

Fakihler, “Allah’ın sevmediği bir fiil” ifadesini haram hükmüne yakın bir yasak olarak değerlendirir (el-Karadâvî, Helâl ve Haram, 2006). Bu da, “israf haramdır” sözünün halk arasında yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Yani ifade lafzen hadis veya ayet değil; anlam bakımından her ikisinin de özünü taşır.

---

6. Cinsiyet Perspektiflerinin Kesişimi: Ortak Bir Ahlâkî Zemin

Erkekler israfı rasyonel, kadınlar duygusal temelde değerlendiriyor olabilir. Ancak her iki yaklaşım da İslâm’ın itidal (ölçülülük) ilkesinde birleşir. İsrafın karşısındaki kavram olan “kanaat”, cinsiyetler arası bir ortak vicdan noktasıdır.

Bir erkek enerji tüketiminde tasarruf ederek; bir kadın sofrada artan yemeği komşusuyla paylaşarak aynı inancın iki farklı tezahürünü yaşar. Biri verimlilik, diğeri merhamet... Her ikisi de “Allah israf edenleri sevmez” ilkesinin farklı yansımalarıdır.

---

7. Tartışmaya Açık Sorular: Modern İsraf ve Dini Sorumluluk

- “İsraf haramdır” ifadesinin ayet olmaması, günümüzde bu konudaki dini sorumluluğu azaltır mı?

- Kadınların duygusal, erkeklerin rasyonel yaklaşımı arasında denge nasıl kurulabilir?

- Teknoloji ve tüketim çağında “israf” kavramını yeniden tanımlamak gerekir mi?

- İsraf sadece bireyin günahı mı, yoksa sistemin suçu mu?

---

Kaynakça ve Notlar

- Kur’an-ı Kerim: A‘râf 7/31; İsrâ 17/27; Rahmân 55/7–9.

- İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân, Dâru’l-Fikr, 2002.

- Beyhakî, Şuabü’l-İman, Cilt 5.

- Nesâî, Sünen, Zekât 81.

- FAO (2023). Food Waste Index Report.

- Gilligan, C. (1982). In a Different Voice: Psychological Theory and Women’s Development.

- el-Karadâvî, Y. (2006). Helâl ve Haram.

---

“İsraf haramdır” cümlesi belki kelimesi kelimesine bir ayet değildir, ama hem Kur’an’ın ruhunda hem Peygamber’in sözlerinde yankısı vardır. Gerçek soru şu: Biz bu çağda, israfın biçimini değiştirip içeriğini mi koruyoruz? Yoksa artık israfı fark edemeyecek kadar tüketimle mi örtüyoruz?